Yolculukta Namaz: Seferilik Hükümleri ve Hikmetleri

17.10.2025

Namaz, bir müslüman'ın günlük hayatını şekillendiren önemli ibadetlerdendir ve Allah (c.c)'a kulluğun en açık göstergesidir. Her şart ve durumda müminin üzerinde sabit olan bu ilahi emir, hayatın her anında yerine getirilmesi gereken bir sorumluluktur.

Ancak insan, zaman zaman farklı sebeplerle yolculuğa çıkmak zorunda kalabilir. Yolculuk esnasında namaz ibadetimizi nasıl eda edeceğimiz konusu, hem Kur'an-ı Kerim'de hem de Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in sünnetinde açık bir şekilde belirtilmiş ve fıkıh kitaplarımızda ayrıntılı biçimde ele alınmıştır.

Seferilik hali ise bu noktada İslam'ın rahmet ve kolaylık prensibinin bir tezahürü olarak bir ruhsat olarak tanınmıştır. Ancak seferilikle ilgili bazı şartlar ve ölçüler zaman zaman yanlış bilinmekte ya da yanlış uygulanabilmektedir. Doğru bilgiyle hareket etmek, bu önemli kolaylığın hikmetine uygun bir şekilde uygulanmasını sağlar.

Seferilik Nedir?

Seferilik durumunu anlamak için önce bazı kavramlar netleştirilmelidir.

İslam fıkhında mukim, bir yerde ikamet eden ve orada kalıcı olan kimseyi ifade eder. Kişi kendi yerleşim yerinde veya kalıcı olarak yaşamayı düşündüğü bir yerde ise mukim sayılır ve ibadetlerini buna göre tam olarak eda eder.

Seferi ise, Hanefi mezhebine göre, bir kimsenin mukim olduğu yerden 90 kilometreyi aşan bir mesafeye 15 günden az kalmak niyetiyle yaptığı yolculuk sırasında kazandığı hükmi bir vasıftır. Bu vasıf, kişiye bazı ibadet kolaylıkları sağlar.

Seferi olan kişi dört rekâtlı farz namazlarını iki rekât olarak kılar. Bu uygulamaya kasr denir. Kasr, lügatte kısaltmak anlamına gelir. Fıkıh ıstılahında ise dört rekâtlı farz namazların seferde iki rekât olarak kılınmasını ifade eder. Bu kolaylık, Allah'ın (c.c.) kullarına bir lütfu ve ikramıdır ve Hanefi mezhebine göre seferde kasr etmek vaciptir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), seferleri esnasında namazlarını kasr ederek kılmıştır. Mekke Fethi, Hudeybiye Antlaşması, Hudeybiye'de yapamadığı umreyi kaza için Mekke'de bulunduğunda ve Veda haccında olmak üzere 4 kez bu uygulamayı bizzat yerine getirmiştir.